26 Haziran 2011 Pazar

Prefinal Deliriumu

Prekomital sendromla çok sık karıştırılan bu vaka; final öncesi, sıklıkla fiziksel semptomların da eşlik ettiği, psikolojik bir patolojidir. mesela, benim bu cümleyi kurabilmiş olduğum gerçeği bile tek başına prefinal deliriumuna bağlanabilir. karakteristik delirium nöbetleri, hastalığın tanı ve teşhisinde çok ayırt edici  semptomlar olup, hasta delirium nöbetleri dışında spesifik semptomlar göstermediği için hastalığın tanısında çok önemlidirler.

prefinal deliriumu, hastanın psikolojik gücüne, farkındalık ve çalışma miktarına göre değişik şiddetlerde seyredebilir. genel olarak histerik, stresli hastalarda çok ağır seyredebilirken; battı balık yan gider psikolojisindeki hastalarda finalden iki gün kadar önce başlayıp bir veya iki nöbetle seyredip olaysız bir şekilde de atlatılabilir.


nöbetler anlık gelen gülme ya da ağlama krizleri, geçici beyin fonksiyon kaybı sonucunda ağır saçmalama ve assosiyasyon alanlarındaki geçici işlev bozukluğu nedeniyle gelişen mantıksızlık, zeka azalması ve konuşma bozukluklarıyla karakterizedir. nöbetin sonlarına doğru ortaya çıkan karın ağrıları ve nefes almadaki güçlük, aşırı gülme ve/veya ağlamanın getirdiği yorgunluğa bağlanıp, önemli bir sebebi olduğu düşünülmemektedir; bu konuda araştırmalar hala devam etmektedir.

delirium nöbetleri tiplerine göre ikiye ayrılır. pozitif delirium nöbeti sebepsiz gülme krizleri ve ağır saçmalamayla karakterizedir. negatif delirium nöbetleriyse ağlama krizleri, çaresizlik ve öfke duygusunun yoğunluğuyla kendini belli eder. bu konuda yapılan araştırmalar göstermiştir ki hastanın pozitif delirium nöbeti mi, negatif delirium nöbeti mi geçireceği kalıtsal geçiş göstermektedir; ancak mendelian geçiş göstermez, çevresel etkenlere de (aile durumu, not durumu, geçme-kalma, sevgili, duygu durumunu etkileyici diğer unsurlar, vs...) bağlılık gösterir. ancak nöbetlerin karakteristiğinin önceden belirlenebilmesini sağlayacak kesin bir metod bulunmamaktadır.

delirium nöbetlerini tetikleyen herhangi bir şey olabilir. bir nöbetin tetiklenmesinin sebebi artık karmaşıklığın bile sınırlarını zorlayan bir konu olabileceği gibi; hastanın yakınındaki herhangi bir insanın herhangi bir kelimesi de delirium krizini başlatabilir. eğer prefinal deliriumlu hasta, bir başka prefinal deliriumlu hastayla beraberse, nöbetlerin normalden daha uzun süreceği; nöbetin süresinin ortamda bulunan prefinal deliriumlu hasta sayısıyla doğru orantı gösterdiği istatistiksel olarak kanıtlanmıştır. bu durum, prefinal deliriumlu hastaların bir arada tutulmasının doğru bir yaklaşım olmadığını gösterir; zira fazla uzun süren bir pozitif delirium nöbetinin, ikincil, uzun süreli ancak hafif seyreden bir negatif delirium nöbetini tetikleyebildiği gösterilmiştir.

prefinal deliriumu, prekomital sendromun aksine, final akşamı kendiliğinden iyileşmeyip, bir nekahet dönemine sahiptir. hastanın durumuna, hastalığın seyrine ve hastanın genetik yatkınlığına göre birkaç saat-birkaç gün arası süren bu nekahet dönemi boyunca hasta hala psikolojik olarak hassastır. günün en az 12 saatini uykuda geçirir, günün kalan kısımlarında da hiçbir şey yapmamak için büyük bir istek duyar. yeniden toplum içine çıkabilmek için hastanın bünyesinin kendini toparlamaya çalıştığı bu nekahet dönemi sırasında uygun uyaran verilirse, prefinal delirium nöbetlerinin yeniden tetiklenebildiği görülmüştür. "artçı nöbet" adı verilen bu nöbetin, hasta zaten hassas bir durumda olduğu için, hastalık sırasındaki nöbetlerden daha ağır geçip daha çok hasar verme olasılığına sahip olduğu düşünülmektedir.

delirium nöbetleri sırasında EEG'si çekilen 24720487 hastadan %42,6'sında yüksek amplitüdlü delta dalgalarının tamamen baskın olduğu görüldü. hastaların %31,2'sinde teta dalgaları, %24,2'sinde frekansı aşırı yüksek beta dalgaları görülürken, %2'lik bir hasta grubunda her denemede EEG cihazı hata verdiği veya yandığı, ya da bilgisayar çöktüğü için ölçüm yapılamadı. ölçüm yapılamayan durumlardan %96,7'sinde hastaların ekstrem pozitif delirium nöbetleri geçirdiği, %3,2'sinde ise sonunda ağlamaktan uyudukları negatif delirium nöbetleri geçirdiği tespit edildi. kalan %0.1'lik kısmı ise hastaların aşırı öfke ve şiddet eğilimi gösterdiği, hiç durmadan sayıklar gibi mırıldandığı ve hiçbir şey yapmadan boş boş tavana baktığı durumların oluşturduğu görüldü.

yeni bulgular ışığında bazı araştırmacılar prefinal deliriumuyla ilgili yeni bir hipotez ortaya attı. bu hipotezde, delirium nöbetlerinden bir tanesinin, diğerlerine kıyasla çok daha sessiz semptomları olduğundan çok fark edilmediği; ancak aslında çok daha yaygın bir nöbet türü olduğu söylendi. hastanın tamamen ifadesiz bir şekilde belli bir noktaya bakması şeklinde görülen bu nöbet çeşidine, "boş" anlamına gelen, "blank delirium nöbeti" adı verildi. hastalardan ve hasta yakınlarından alınan hikayelerde, bu durumun araştırmacıların sandığından çok daha sık ve yaygın olarak görüldüğü ortaya çıktı ve bu nöbet çeşidinin prefinal deliriumuna özgü olmama olasılığı sorgulanmaya başlandı. medulla spinalis paralizisi ve talamus inaktivasyonuyla karakterize olduğu düşünülen bu yeni nöbet çeşidiyle ilgili elde edilen bilgiler sınırlı sayıda hastadan olup, henüz istatistiksel bir kesinliği bulunmamaktadır.

burada yazılanların hiçbir gerçek kişi veya araştırmacıyla bağlantısı olmayıp, hepsi tamamen uydurmadır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder