7 Haziran 2011 Salı

Aşkım Artık Beni Aramasan, Olmaz Mı?

iki sabahtır yılışık sevgilimin aramalarıyla güzelim uykumdan uyanmaktan bana bay geldi. gözlerimin altında morluklar var. uyku düzenimi bilip bilmeden arayıp duruyor; ben ezanı duymadan yatıyor muyum da, sen beni hangi cesaretle sabah 10'da arayıp uyandırıyorsun?? neyse, bunu da boşayacağım bir gün gelecek. 


önceki sevgilimle aramız ne kadar iyiydi oysa ki! ne arayıp yorardı, ne çok sık mesaj atardı... sekizinci sınıftan beri gayet mutluyduk biz onunla. gayet iyi, gayet işe yarardı. iyi ki ilgisizlikten bir şikayet ettik! gelen gideni aratırmış, derler ya... bu yenisi pek bir nazlı, pek bir yapışkan. yüzsüz; suratına kapatıyorum, ertesi sabah gene arıyor. her gün en az üç mesaj atmazsa içi rahat etmiyor. sıkıldım artık. geri Turkcell'e geçeceğim, o olacak!


ya, siz ne sanmıştınız? bende sevgili ne gezer? tek mesaj atanlarım hatlarım. TCell o konuda çok iyiydi. ben de şahsen tarifemden oldukça memnundum. ama avea'nın fırsatları daha bir iyi gibiydi. evden ayrılıp farklı şehirlerde yurtta kalmaya başlayalı faturaları iyice azmıştı annemin. biz de uyduk babamın sözüne, geçtik aveaya. 


şimdi her gün üç mesaj geliyor en az aveadan. mesaj kutum ağzına kadar dolu; utanmasa taşacak ve tabii ki hepsi çok sevgili aşkım operatörümden. aaa, başkasından olur mu hiç? belki araya bir iki tane arkadaşlardan sıkışmıştır. 


yaklaşık bir haftadır da aveanın şu 444'lü müşteri hizmetlerinin aramaları sıklaşmıştı. artık tanıyoruz, açmadan kapatıyoruz. tabi canım, taktik geliştirdik biz de! olsun o kadar. tabi adamlar bu taktiği de çok çabuk keşfetti. dün sabah 10'da aradılar; 12'de kalkacağım da yedi saat uyumuş olacağım, öyle hesaplıyorum. neyse, numara tanıdık değil, bildiğin cep numarası. boğazımı temizleyip açtım. 


"iyi günler, ben Avea Müşteri Hizmetleri'nden arıyorum. bu hat Baba Çaylak adına kayıtlı, şu anda siz mi kullanıyorsunuz?" dedi, şu sesi telefonda iyi çıkan adamlardan bir tanesi. şaşırdım,, boş bulundum "evet" dedim. adımı sordu, söyledim. sanıyorum kayıt falan edecek... "Çaylak Hanım, size özel fırsatlardan, bilgilendirme, falan feşmekan..." diye aldı sazı eline adam... müsait miymişim... "değilim!" dedim. "ama çok kısa bir bilgilendirme o zaman..." falan diye uzatmaları oynadı benimle... "yok istemiyorum." dedim. "sesinizi çok net alamıyorum şu anda." dedi. bende film koptu, belli etmedim. "gerek de yok zaten, şu anki durumumdan memnunum, değiştirmek istemiyorum!" dedim. tam kapatacağım, "ne zaman müsait olursunuz?" diye atladı. "olmam! iyi günler!" dedim; eğer o sırada ettiğim beddualar tutsaydı, şu anda o adamın bir parçası bile bulunamıyor olurdu. 


ancak ne yazık ki o kadar şanslı olamadım ve aynı adam, aynı numaradan bu sabah yine aradı. hattın sahibi Baba Çaylak'la görüşmek istediğini söyledi direk. benim cinler tepeme çıktı. "hayır, görüşemezsiniz; bu hattı şu anda ben kullanıyorum ve tarifemden de memnunum! beni bir daha aramayın!" diyerek tek kelime daha ettirmeden suratına kapattım telefonu adamın. gene sabah sabah sinirimi bozdu. benim yılışık, yavşak, yapışık sevgilim.. 


bu sabah, dünkü ve bugünkü numaraların aynı olduğunu keşfettiğim andan beri, beni iki sabahtır alarmımdan bir saat önce uyandırmayı başaran o lanet numara kara listemde ve engelli. eğer bir kere daha aranırsam müşteri hizmetleri tarafından, ya bu hattı kıracağım, ya geri TCell'e taşınacağım, ya da sayıp söveceğim inatla beni arayan o adama ki bir tıpçı olarak eminim ki saydığım hiçbir küfür hoş olmayacak. aslında, çok yaratıcı da olabilir, bilemiyorum; ne açıdan bakıldığına bağlı.


sesimi çok net alamıyormuş... güzel bahane. bir dahaki sefere anlamak istemediğim bir şey söylediğinde birisi, bunu kesin kullanacağım. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder