28 Mayıs 2011 Cumartesi

Tuhaflık bende mi?..

neko bana "kocan..." dediği zaman kızıyorum falan; ama galiba topu buraya ordu halinde gelse ilgimi bir şekilde mutlaka çeker. sesine takıntılıyım bu aralar. o götlü göbekli maymun suratlı ahmağa bu kadar kafayı takmış olmayı yediremiyorum bir türlü kendime. halbuki adamın tek suçu bir Koreliye göre daha iri olması, yüzünün de o kadar mükemmel olmaması. halbuki gülünce çok şirin olabiliyor. üstsüz halini de gördük; o göbeğin hepsi kas, nam-ı diğer six-pack. o popo da bir Amerikalıda olsa kızlar muhtemelen arkasından bakıp "ooooh, cute ass~" falan yaparlardı... peki benim sorunum ne? 
sorun sanırım hepsinin yanış kişide bir araya gelmesi. 


sanırım Rain'i ilk kez Full House'daki haliyle izlemiş olmanın sonuçlarına katlanıyorum. 


adam dünya çapında star, değil mi? tonla seveni var. kpop dünyasının porselen suratlı bebeleri ona "hyung-nim!!!" diye tapınıyorlar... kızlar gördüğü yerde eriyor, popüler şarkılarının dört dilde söylendiği versiyonları var... senin neyine adama "götlü göbekli maymun suratlı ahmak" deyip duruyorsun? o lafı tutup adamın münasip bir tarafına sokmazlar mı? soktular da. zira tükürdüğümün hepsini, her bir damlasını, acı acı yalamaktayım bu aralar. 


ben ki suratı %90 mükemmele yakın olmayan ünlüleri "tipsiz" değerlendiren insan... ben ki estetik manyağı... ben ki gözleri her şeyden önemli gören dişi şahıs... ben ki Chang Min'in bile yüzüne "bir sorun var bunda yaa... o kadar da yakışıklı değil bu..." yorumunu yapmış kişi... gidip kpop dünyasının en tipsiz suratlı, en iri, en küçük ve en çekik gözlü üyesini bu kadar sevmiş olmayı yediremiyorum kendime!


ancak; playlistimi "karışık" moduna alıp, diğer şarkıları atlayarak Rain'in şarkılarında durduğumu fark ettiğimde, artık çok geçti bir şeyleri kendime yedirememek, inkar etmek için. namusumla playlistimi değiştirip sırf Rain yapmaya karar verdim - ki bu tam olarak yarım saat önceye denk geliyor. itiraf ediyorum; adamın sesinde bağımlılık yapan bir şeyler var. söyleme tarzı çok etkileyici. farkına vardırmadan, usul usul bağımlılık yapıyor adam. bırakamıyorsun bir yerden sonra. buna Rainizm diyor, galiba. ben de Rainizm'e yakalanmış olmalıyım. 


neko, mego, rahat rahat dalga geçebilirsiniz benimle artık. izin veriyorum "kocacığınla aran nasıl" bile diyebilirsiniz rahat rahat; çünkü artık "bu gece rüyamda çok mutluyduk..." cevabını vereceğim. zaten pandacığım bile "bizi çok yakıştırdığını" söyledi suratıma, sanki bulmuşum da... brütüs işte, n'olacak! aa evet, güzel laf; "kim kaybetmiş de ben bulayım" da diyebilirim, sevdim ben bu fikri. 


lanet işitme duyumla bağlantılı limbik saham yüzünden başıma gelene bak... normal olsam olmuyordu, değil mi!

1 yorum: